ÖNEMLİ!!! BLOĞUMUZ www.siddetsizlik.org SİTESİ ÜZERİNDEN GÜNCELLENEREK DEVAM ETMEKTEDİR!

Şiddetsizlik, şiddetsizlik antrenmanları ve yöntemleri üzerine gerekli bilgilere, dokümanlara, makalelere bu siteden ulaşabilirsiniz.

Şiddetten Arınmış Antrenman Nedir?



ŞİDDETTEN ARINMIŞLIK ANTRENMANI NEDİR?

Antrenman sözcüğü genellikle sportif bir faaliyeti akla getiriyor. Koruma altına alınmış bir mekanda yapılan çalışmayı tarif ediyor antrenman. Bu bir sporcu için yarışma öncesinde yaptığı çalışmaların bütününü kapsarken, bizim için de; “şiddetten arınmışlığın temel alındığı, önceden belirlenen bir süre içinde ana hatları oluşturulmuş bir programın hayata geçirildiği, günlük hayatın ve politik faaliyetlerimizin bir provası olan çalışma”yı anlatıyor. Şiddetten arınmışlığın temel kavramlarını ya da politik faaliyetimiz sırasında kilitlendiğimiz konu ya da durumları şiddetten arınmış yöntemlerle çözümlemek ve yine şiddetten arınmış yöntemlerle yolumuza devam edebilmek için, çalışma yaptığımız zamanın bütününü oluşturuyor antrenman.

Özellikle Hindistan (1920’li yılların bağımsızlık hareketi), ABD (1960’lı yılların yurttaş hakları hareketi) ve Batı Avrupa’daki (1980’li yılların barış hareketleri) pek çok toplumsal harekette şiddetten arınmışlık önemli bir rol aldı. Bu hareketlerde sık sık gündeme gelen konu, şiddetten arınmışlık düşüncesinin politik eyleme dönüştürülmesi ve geniş bir tabana aktarılabilmesinin yolları ile ilgiliydi. Böylece, şiddetten arınmış mücadele için çeşitli “eğitim” modelleri geliştirildi. Bu modeller tarihin seyrine ve eylemek isteyen insanların kültürel altyapılarına bağlı olarak değişti ve gelişti. Onlarca yıllık sürecin ardından “şiddetten arınmışlık antrenmanı” kavramı belirlendi.

Şiddetten arınmışlık antrenmanları her zaman şiddetten arınmışlık teorisiyle ilişkilidir. İsa’nın, Thoreau’nun, Gandhi’nin ve King’in temel fikirleri ortak çalışmanın temas noktalarıdır. Fakat antrenmanlar geçmişe yönelik olmamalıdır. Zira yaşanmışlıklar, varolan deneyimler ve fikirlerle bağdaştırılır ve böylece gelecek için yeni fikirler üretilmesine zemin hazırlanır.

Antrenmanların en temel ve belirleyici özelliği; alışık olduğumuz davranış biçimlerinin dışında, şiddetten arınmış yöntemlerin kullanılıyor olmasıdır. Antrenmanların ana hedefini de bu özellik belirliyor. Antrenmanlara, şiddetten arınmış yöntemler için bir içselleştirme süreci de diyebiliriz. Doğal olarak amacımız, antrenmanlar boyunca kullandığımız şiddetten arınmış yöntemlerin (pek çok katılımcıya teknik gelmekle birlikte), gerçek hayatta kullanılmaya başlamasıdır. Böylece şiddetten arınmış bir dünyanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Yeni ve şiddetten arınmış yöntemlerin, alışık olduğumuz ve sorgulandığı durumda özünde şiddet barındırdığı görülecek olan davranış biçimlerini dönüştürmesini hedefliyoruz. Şiddetten arınmışlık temel bir yaşam ilkesi olarak algılanmalı, aksine şiddettin iş görmediği durumlarda kullanılabilecek olan stratejik bir unsur olarak görülmemelidir. Elbette birkaç antrenmanla nihai bir dönüşüm öngörülemez, ancak kısa bir süre için ve az sayıda insanla birlikte de olsa ütopyanın izi sürülmeye çalışılmalıdır. Ütopyanın ögeleri, “farklı ve canlı” fikirler ve yöntemler ile bütünleştirilerek antrenmana yansımalıdır.

Antrenmanlarda grup kendisini örgütler. Yemeklerle, programın gidişatıyla ve günlük yaşamın gereksinimleriyle ilgili sorumluluklar grup içinde paylaşılır. Grup kendi kurallarını belirler. Antrenmanın başında karşılıklı davranış ilkeleri belirlenerek anlaşmaya varılır. Farklı kuralların geçerli olduğu bir çevreden sıyrılmak ve ortaklaşa belirlenmiş kurallar yardımıyla, yeni bir ortam yaratmak hedeflenir. Toplumun dayattığı kurallar içinde çoğu zaman kendimizi rahatça ortaya koyamayız. Oysa kendi belirlediğimiz anlaşmalarda, herkesin güvence içinde hareket edebildiği bir alan açılmış olur. Toplumun koyduğu kurallardan farklı olarak, bir çatışkı yaşandığı durumda herkesin dayanak bulabildiği davranış ilkeleri tekrar gözden geçirilebilir.

Antrenmanlarda esas olan katılımcıların düşüncelerinin yanı sıra duygu ve deneyimlerinin de sürece dahil edilmesidir. Çalışmanın içeriği antrenman öncesinde hazırlanmakla birlikte, kişisel deneyimlerin ve duyguların önceden planlanması olanaksızdır. Dolayısıyla her antrenman programı katılımcıların katılımı yönünde içerik açısından değişim potansiyelini içinde barındıracak esnekliğe sahip olmalıdır. Katılımcılar şiddetle, çatışkılarla, korkuyla, stresle ve grup içi ilişkilerle ilgili deneyimlerinin bilincine varmalı ve buradan yola çıkarak, antrenörlerin yardımıyla yeni davranış ve eylem biçimleri üretmeli ve pratikte denemelidirler. Antrenmanlarda katılımcılar sık sık kendilerinin güçlü ve zayıf yanlarıyla karşılaşırlar. Kendi zaaflarını ve içsel baskıları yaşamak güçsüzlük duygularına yol açabilir. Böyle olmakla birlikte antrenmanlar bir terapi değildir ve böyle algılanmamalıdır. Bir antrenmanda travmatik yaşantılara dokunulabilir ama tedavi olanağı yoktur. Bunun için çoğu antrenörün eğitimi de, antrenman için ayrılan zaman da bunun için yetersizdir.

KAFA-YÜREK-EL
Antrenmanlar bütünlüklü bir süreci tarif ederler. Yani bir yandan düşünceler, bu düşüncelere dair duygu halleri paylaşıma açık olmalıdır. Duygu ve düşüncelerin hayata geçirilmesi için hazırlanan egzersizlerle, bir prova yapma olanağı sağlanmış olur. Somut durumlardaki duygu ve düşünce halleri değerlendirilir.
Öğrenim yöntemlerinin yapısı; duyguları, aklı, yaratıcılığı ve pratik süreci içerecek biçimde inşa edilmiştir. Kafa, yürek ve el ile canlı öğrenim, birbirini izleyen üç aşamadan oluşur:
1- Algılama : Çeşitli egzersizlerle bilinçli algılamaya itilen kişi; içeriği, çevreyi, kendisinin ve
ötekilerin davranışını ve diğerleri üzerinde yarattığı etkiyi algılar.
2- Anlam : Algılar kişiler için anlamlar taşımaktadır ve duygulara yol açar. Bir kişinin kimliği,
zaafları ile birlikte sorgulanabilir ya da girmiş olduğu yönde kişi yüreklendirilebilir.
3- Sonuç : İlk iki adımdan sonra, hangi ögelerin kalabileceğine ve hangilerinin değiştirilmesi
gerektiğine kişi kendisi karar verir.

ANTRENMANLARIN SÜRELERİ:
İhtiyaç ve olanaklar dahilinde çok farklı sürelerde antrenman programı hazırlanabilir. Bazen bir kaç saatlik bazen iki-üç günlük, bazen haftalık ya da aylık. Örneğin ABD’de antrenörler katılımcıları bir günlük çalışmaya ikna edebildiklerinde sevinirken, Batı Avrupa’daki antrenmanlar yılları kapsayan bir döneme dağılmış ve en fazla dört ay kesintisiz olmak üzere, genellikle bir hafta sonu ya da birkaç haftalık sürelerle sunulmaktadır. Hindistan’da Vaddchi kentinde gerçekleştirilen ve bir yıl süren antrenman ise, bildiğimiz en uzun kesintisiz antrenmandır.

Bizim uygulamalarımızda ise uzun bir zamana yayılan ve belli zamanlarda bir araya gelinen antrenmanların yanı sıra en uzun bir haftalık kesintisiz bir antrenman programından söz edebiliriz. Genellikle olanaklar hafta sonunu kapsayan bir ya da iki günlük çalışmalar şeklinde oluşturulmaktadır.
Uyguladığımız antrenmanları üç bölüme ayırmak mümkündür.



TEMEL KAVRAMLAR
Şiddetten arınmışlığın temel kavramları olarak düşündüğümüz belli konuların tartışılabilmesi için düzenlediğimiz programlardır. Örneğin, ‘konsensüs yöntemi’nin iyi anlaşılması ve uygulanabilmesi şiddetten arınmışlığın temel noktalarından birini oluşturur. Yanı sıra, cinsiyetçilik, çatışkı çözümü, iletişim, önyargılar, ...vb. konuların öncelikle tartışılması ve farklı boyutlarıyla gözler önüne serilmesi önemlidir.
KONU MERKEZLİ ANTRENMANLAR
Bir araya gelmiş kişi ya da grupların yürüttükleri çalışma sırasında kilit olarak gördükleri ve çözümünde zorlandıkları konuların gündeme alındığı antrenmanlardır. Sorunun yapısına ve içeriğine göre uygun yöntemlerin bir araya getirildiği ve mümkün olduğunca yaşanan ‘boğulma’ duygusunu çözmeye ve sonraki süreci rahatlatmaya, yeni stratejiler geliştirmeyi olanaklı kılmaya çalışan antrenmanlardır.
EYLEM HAZIRLIĞI ANTRENMANLARI
Hazırlık aşamasından, eylemin bittiği ana kadar bütün süreçlerin önceden değerlendirildiği, olası senaryoların gelişim ve sonuçlarını ortaya koymaya çalışan antrenmanlar. Eylemi gerçekleştirecek olan küçük ya da çok büyük bir grup olabilir, önemli olan bütün katılımcıların duygu ve düşüncelerinin yer aldığı ve herkesin aktif katılımcı olduğu, rollerin çok net belirlendiği bir hazırlık ve eylem sürecini hayata geçirmektir. Dünyadaki örneklerine baktığımızda binlerce insanın katıldığı şiddetten arınmış eylemliliklerin gerçekleştiğini görüyoruz. (örneğin; Seattle, Almanya’daki Brokdorf Nükleer santraline karşı gerçekleştirilen eylemler, ....vb)





*Bu yazı, daha önce hazırlanmış olan ‘Şiddet Kültüründe Şiddetten Arınmışlık – Türkiye Örneği’ kitabında yer alan, Jörg Rohwedder’in kaleme aldığı, ‘Şiddetten Arınmışlık Antrenmanı Nedir?’ yazısının yeniden düzenlenmiş halidir.