ÖNEMLİ!!! BLOĞUMUZ www.siddetsizlik.org SİTESİ ÜZERİNDEN GÜNCELLENEREK DEVAM ETMEKTEDİR!

Şiddetsizlik, şiddetsizlik antrenmanları ve yöntemleri üzerine gerekli bilgilere, dokümanlara, makalelere bu siteden ulaşabilirsiniz.

Şiddetsizlik İnisiyatifi Grubu


Şiddetsizlik İnisiyatifi Grubu Kimdir?

Bizler Türkiye'nin üç büyük şehrinde yaşıyan, savaş karşıtı, toplumsal değişimin gerekliliğine inanmış, barışçıl bir Dűnya isteyen, oraya varmak için de bir koşulun tűm sőműrűlerin, baskıların kalkmasına gerek olduğuna inanan, bu yolda da araç olarak şiddetten arınmış eylemi kullanmanın uygun olduğunu dűşűnen, bu pratiği de yaygınlaştırmak için bildiklerimizi paylaşmaya çalışan,şiddetten arınmış teori ve pratiğinin aktivistleriyiz.

Grubumuz, her şeye karşın, eşitsizliklerin ve ayrımcılıkların, dolayısıyla da şiddetin ortadan kaldırılabileceğine, sosyal ve politik dönüşüm için şiddet içermeyen araç ve yöntemlerle eylemenin mümkün olduğuna inanmaktadır. Bu bakımdan grubumuz, “Şiddetsizliğin ileride gerçekleşecek uzak bir hedef değil, aynı zamanda bu hedefe giden yolun kendisi olduğu” ilkesinden hareketle işe gündelik yaşamdan; sıradanlığın içerisinde sorgulanmaksızın başvurulan bir çok tutum ve davranışın sahip olduğu şiddet içeriklerinden başlayarak on yılı aşkın bir süreden beri şiddetsizliğin araç ve yöntemlerini öğrenerek ve öğreterek onu bir yaşam ilkesi haline getirmeye çalışmaktadır

Böylelikle, daha fazla birey ve sosyal grubun şiddete yol açan eşitsizlik ve ayrımcılıklara yönelik farkındalığın artması, daha fazla birey ve sosyal grup çatışkıları kriz haline gelmeden ve şiddetsiz biçimde çözülebilme becerisi kazanması nihai hedeflerimizdendir.

Bütün bunlar, ülkemizde egemen olan şiddet kültürünün yerine karşılıklı anlayış, hoşgörü, diyalog ve güvene dayalı alternatif bir kültürün oluşmasına hizmet edecektir.

Şiddet kültürü Türkiye’de toplumsal ve politik yaşamının önemli bir belirleyenidir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bireylerin ve sosyal grupların kimlik, korunma, katılım, özgürlük vb. temel gereksinimleri vardır. Bireyler ve sosyal gruplar bu gereksinimlerini gerçekleştirirken optimum noktaya, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmaksızın kullanılabildiği, demokrasinin egemen olduğu bir kamusal alan içinde ulaşılabilirler. Oysa şiddet, kamusal alanı daraltan ve hatta tahrip eden en önemli fenomendir.

Şiddetsizlik ya da daha geniş bir ifadeyle sosyal ve politik dönüşüm için şiddet içermeyen araç ve yöntemlerle eylemek öğrenilebilir bir şeydir. Türkiye’de daha fazla sayıda birey ve sosyal grubun şiddetsizliği öğrenerek yaşam ilkesi haline getirmesiyle “şiddetten arınmış bir kültürün“ oluşması mümkündür.

Ancak, şiddetsizliğin araç ve yöntemlerini tanıtıp, öğretecek yeterli sayıda eğitici (antrenör) yoktur. Grubumuz, bir süreden beri sosyal ve politik alanda şiddeti dışlayarak dönüşümü hedefleyen değişik tipteki organizasyonlara ve bir organizasyonda yer almasa dahi aynı hedefe sahip aktivistlere yönelik olarak şiddetsizlik konusunda eğitim çalışmaları (antrenmanlar) gerçekleştirmektedir.

Bugün Türkiye’de tüm sosyal ve politik ilişkiler militarist-erkek egemen şiddet kültürü tarafından şekillendirilmektedir. Şiddettin olumsuz etkilerinden en fazla, başta kadın, çocuk ve yaşlılar olmak üzere dinsel, etnik ve politik azınlıklar etkilenmektedir.

Şiddet, toplumun tüm katmanları tarafından öylesine içselleştirilmiştir ki hemen herkes tarafından farkına bile varılmadan kullanılmaktadır. Sorunların ve çatışkıların çözümünde başka yol ve yöntemlerin olabileceği üzerine düşünülmez. Ne yazık ki bu durum, şiddetten zarar görenler hatta verili egemen ilişkileri sorgulayan, özgürlük ve eşitlik söylemine sahip birey ve gruplar için dahi geçerlidir.

Her şeye karşın, eşitsizliklerin ve ayrımcılıkların, dolayısıyla da şiddetin üzerine gitmek ve şiddetsiz bir dünyaya ulaşmak mümkündür. Şiddetsizlik, ileride gerçekleşecek uzak bir hedef değil, aynı zamanda bu hedefe giden yolun kendisidir de. Bu nedenle işe gündelik yaşamdan; sıradanlığın içerisinde sorgulanmaksızın başvurulan bir çok tutum ve davranışın sahip olduğu şiddet içeriklerinden başlamak gerekiyor. Bu anlayıştan yola çıkan grubumuz, on yılı aşkın bir süreden beri şiddetsizliğin araç ve yöntemlerini öğrenerek ve öğreterek onu bir yaşam ilkesi haline getirmeye çalışmaktadır.

Grubumuz, ilk kez İzmir Savaş Karşıtları Derneği (İSKD) bünyesinde dernek üyesi olmayan kişilerin de katkı ve katılımlarıyla oluşmuştur. İSKD’nin Aralık 2001’de Genel Kurul kararı ile faaliyetini sonlandırmasından sonra da “Şiddetsizlik Antrenmanları Antrenör Grubu” adı altında çalışmalarına devam eden grubumuz, 2002 başından itibaren bir dizi çalışma başlatmıştır. Bu çerçevede şiddetsizlik antrenmanlarını tanıtıp yaygınlaştırmak için üç aşamalı bir çalışma planı öngörmüştür.

Bu plana göre; ilk aşamada, sosyal ve politik alanda çalışma yapan ve şiddeti sorgulayarak dışlamayı dert edinmiş değişik tipteki organizasyonlara ve bu organizasyonlarda yer almasa da amaç ve hedefleri aynı olan aktivistlere yönelik bir günlük standart “tanıtım antrenmanları”; ikinci aşamada, “tanıtım antrenmanı” yapılan organizasyonlara ve bireylere yönelik olarak onların talep ve ihtiyaçları doğrultusunda birkaç kez “konu merkezli antrenmanlar” (örn. önyargılar, çatışkı çözümü, iletişim, cinsiyetçilik vb. konularda); üçüncü aşamada ise önceki aşamalardaki antrenmanlara katılmış ve antrenör olmak isteyen gönüllülere yönelik bir haftalık yoğunlaştırılmış “antrenörler antrenmanı” yapılmasını hedeflenmiştir.

2002 yılının başından beri İzmir, Ankara, İstanbul, Antalya, Adana ve Diyarbakır’da faaliyet yürüten değişik tipteki organizasyonlara yönelik olarak birinci ve ikinci aşamadaki antrenmanlar gerçekleştirilmiştir. Üçüncü aşama olan “antrenörlerin antrenmanı” ise Haziran 2006’ da Türkiye’nin farklı il ve örgütlerinden gelen 22 katılımcıyla birlikte gerçekleştirilmiştir.